Yeminli Bilişimci

Yeminli Bilişimci

Yeminli Bilişimci

Ulusal kalkınma için bilişim teknikbilimini kullanmak gerektiği, ekonomik krizlerden çıkışın bilişim teknolojilerinin sağladığı verimlilikten geçtiği bilinmektedir. Bunları gerçekleştirmenin bilişimciler eliyle olacağı da açıktır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Kasım 2009 tarihi itibariyle ülkemizdeki işsizlik oranı %13,1 olarak açıklanmıştır. İşsizliğin arttığı, ekonomik krizlerin peş peşe geldiği ortamlarda en kolay iş bulma ve iş kurma alanı olarak bilişim sektörü öne çıkmaktadır.

TÜBİSAD ile İntel tarafından 17 Şubat 2010 tarihinde düzenlenen “Uluslararası Bilişim Sanayii Zirvesi”nin açılışında konuşan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ülke olarak 2023’te Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesini sağlamayı; 2023 yılında Gayri Safi Milli Hasıla’dan Ar-Ge’ye yüzde 2.5 pay ayırmayı; bilgi ve iletişim teknolojilerinin payını artırmayı, sektörün cirosunu 160 milyon dolara çıkarmayı ve bu ciroda yazılımın payını artırmayı hedeflediğimizi belirtti. Aynı etkinlikte konuşan, BTK Başkanı Tayfun Acarer’in de belirttiği üzere, üretim sanayinde bir kişiye istihdam yaratmak için 100 bin dolar  yatırıma ihtiyaç vardır. Bu tutar, turizmde yaklaşık 50 bin dolar düzeyine ulaşmaktadır; ancak, bilişim sektöründe 3-4 bin dolarlık yatırımla 1 kişiye iş yaratmak olanaklıdır. Üstelik yatırım süresi de yıllarla değil, aylarla ölçülmektedir.

Sektörde, kesin veriler olmamakla birlikte, 130 bin ile 150 bin kişinin çalıştığı öngörülmektedir. Bilişim alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarda çalışan yardımcı elemanları da gözönünde bulundurursak bu sayı 500 binin üzerine çıkabilmektedir.

Geleceğin simgesi olan bir meslek alanında, bilişim sektöründe çalışanların ve çalışmak isteyenlerin sayısı giderek artmaktadır. Büyülü sözcükler “bilgisayar”, “yazılım”, “bilgi teknolojileri” üniversitelerdeki bölüm adlarında daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır. ÖSYM’nin duyurduğu 2009 yılı yükseköğretim programları ve kontenjanları tablosuna göre içinde bilgisayar, yazılım ve bilişim adı geçen ve 27 ayrı başlıkta adlandırılan bölümlere toplam 38013 öğrenci alınmaktadır. Bunlardan 5879’u bilgisayar mühendisi olarak yerleştirilmektedir. Meslek Yüksek Okulu ve Açıköğretim Önlisans programlarına 24550 öğrenci yerleştirilirken, Merkezi Yerleştirme ile Öğrenci Alan Yükseköğretim Lisans Programlarına 11432 öğrenci yerleştirilmektedir.

ÖSYM 2009 Yılı Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Tablosu[1]                                                                

Merkezi Yerleştirme ile Öğrenci Alan Meslek Yüksekokulları ve Açıköğretim Önlisans Programları

Bilgisayar Destekli Tasarım 90
Bilgisayar Operatörlüğü 30
Bilgisayar Programcılığı 23980
Bilgisayar Teknolojisi 450
24550

Merkezi Yerleştirme ile Öğrenci Alan Yükseköğretim Lisans Programları

Bilgisayar Donanımı ve Teknolojisi 30
Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği 65
Bilgisayar Mühendisliği 5814
Bilgisayar Öğretmenliği 370
Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği 600
Bilgisayar Sistemleri ve Ağları 30
Bilgisayar Tekn. ve Bilişim Sistemleri 185
Bilgisayar Uygulamalı Ekonomi 20
Bilgisayar ve Enformasyon Sistemleri 53
Bilgisayar ve Kontrol Öğretmenliği 150
Bilgisayar ve Öğretim Tekn. Öğr. 2941
Bilgisayar-Enformatik 100
Bilişim Sistemleri Mühendisliği 305
Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri 55
Yazılım Mühendisliği 592
Bilgi Teknolojileri 122
11432

 

Elektronik ve Bilgisayar Öğretmenliği 50
İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri 75
Matematik ve Bilgisayar Bilimleri 255
Matematik-Bilgisayar 445
Uygulamalı Matematik ve Bilgisayar 35
Yönetim Bilişim Sistemleri 916
İşletme Bilgi Yönetimi 255
2031

Bilişim projelerinin, özellikle yazılım projelerinin tam başarılı olarak gerçekleşme oranının Avrupa ve Amerika’da bile %30 olduğu düşünülürse, bu tür tam başarılı projelere imza atacak uzmanların mesleki yeterlikleri ne olmalıdır sorusu akla gelmektedir. Kimdir bu bilişimciler? Herkesin kendisini bilişimci ya da bilgisayarcı olarak nitelendirdiği, çeşitli büyüklükteki projelere imza atan bu uzmanları nasıl ayırd edeceğiz?

Doktorlar “Hipokrat Yemini” ederek mesleğe başlar. Avukat, asker, mühendis, milletvekili de mesleğini yapmak için yemin eder. Yeminli Mali Müşavir kavramını duymayanımız yoktur. Yemin (And), ilgili kurum ve kişiler huzurunda düzenlenen törenlerle gerçekleştirilir.

5544 sayılı yasa ile kurulan Mesleki Yeterlik Kurumu’nun sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde hazırlamaya başladığı meslek standartlarına uygun biçimde rolleri belirlenecek bilişimciler de, Türkiye Bilişim Derneği’ne (www.tbd.org.tr) bireysel üye olup TBD çatısı altında yemin ederek mesleğe başlayabilirler.

Bilişimci Andı

“Bilişim eğitimim sonunda aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, yaşamımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan yaşamına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhine kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, bilişim etiği kurallarına[2] uyacağıma, eğitmenlerime ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma, mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine and içerim.”

İ. İlker Tabak, 25 Şubat 2010, Ankara
(*) Bs. Müh., Bilişim Ltd. Paz. ve Satış Md.
TBD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi

[1] Kaynak: www.osym.gov.tr  (Ön araştırma: Ulaş Kula, Bilişim Ltd.)
[2] Türkiye Bilişim Vakfı (www.tbv.org.tr), Bilişim Meslek Etik İlkeleri ve İnternet Erişim İlkeleri


Bu yazı TBD Bilişim Dergisi’nin 119. sayısında (Mart 2010) Sayfa 84-87’de yayımlanmıştır.

    

Diğer Yazılar

Sivil Toplum

Hacettepeli Olmak Demek…

“Hacettepelilik vatana hizmet etmek demektir. Ben Hacettepeli olmaktan iftihar ediyorum. 17 yaşında geldim Hacettepe’ye; lise mezunu, kısa pantolonlu bir çocuktum. Beni adam yaptı. Ne olduysam Hacettepe’nin sayesinde oldum…” Prof. Dr.

Bilişim

Herkes Biliyor

Herkes Biliyor Önce adında anlaşalım: B i l i ş i m   T o p l u m u. İnsanoğlunun yaşamının her alanında kullandığı bilginin, başta bilgisayar olmak üzere, çeşitli

Blog

Yeni Şeyler Denemeli, Yeni Şeyler Söylemeli

Etkisinde kaldığımız, zaman zaman da iş yaparken ya da yap(a)mazken sığındığımız deyimlerimiz vardır. Bu deyimlerden “Eski köye yeni âdet getirmek” de değişime olan direncin simgesi olarak karşımıza çıkmıştır. Aynı girdilerle