Gidebildiğin Yerler Senindir

Gidebildiğin Yerler Senindir

Gidebildiğin Yerler Senindir

Nerede hareket, orada bereket demiş atalarımız.

10. Ulaştırma Şûrası’nın yapıldığı, İstanbul Sütlüce’deki Haliç Kongre Merkezi’ne ulaşmaya çalışan grubun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Şûra açılışındaki konuşmasında belirttiği üzere, Belediye bütçesinin yüzde altmışını ulaştırmaya ayırdığına inanmakta zorluk çektiğini düşünüyorum.

İstanbul’da yaşayanların büyük bir kısmı zamanlarının çoğunu yollarda geçirmekte, trafikteki sorunlar kilometrelerce araç kuyruklarının oluşmasına neden olmakta.

“Hedef 2023” ana teması ile yapılan uluslararası Şûra’da, Ulaştırma ve Bilişim konularındaki çalıştaylar gerçekleştirildi. Demiryolu, karayolu, havayolu ve denizcilik alanındaki konuların yanı sıra, haberleşme, bilişim ve iletişim alanındaki konular da masaya yatırıldı.

Açılış konuşmasında, üç kıtanın birleştiği coğrafyada, merkez ülke konumundaki ülkemizin aynı zamanda düşünce trafiğinin de ana güzergahı olduğunu belirten Sayın Başbakan, önümüzdeki 25 yılda ulaştırma ve haberleşme alanında 350 milyar dolar altyapı yatırımı yapılacağını söyledi.

Şûra sonuçları arasında yer alan “Türkiye’nin 2023 yılında küresel BİT pazarında söz sahibi en az bir ulusal şirkete, en az bir ulusal markaya, tasarım ve standardıyla bize ait en az bir ulusal ürüne sahip olması” hedefi umut vericidir.

***

Şûra’nın açılışında çağrılı konuşmacı olarak söz alan, gelecek bilimci Prof. Stan Davis’e göre tıp, sağlık, gıda ve ilaç yeni çağın belirleyici sektörleri olacaktır. Yenilenebilir, temiz enerji kaynakları önem kazanacaktır.

Binlerce yıl süren tarımsal ekonominin aksine sanayi çağı 200 yıl sürmüştür. Bilişim çağı başlayalı 50-60 yıl olmuştur. Bilgiye dayalı ekonomik düzenin de sonlarına gelmekte olduğumuzu belirten Dr. Davis, gelecek 50 yıl içinde moleküler ekonominin etkilerinin artacağını vurguladı.

Bugünlerdeki “domuz gribi” gibi hastalıkların aniden ortaya çıkması, bu yeni ekonomik düzenin bir parçası mı? Bu ve benzeri hastalıklara karşı satın alınan pahalı aşılar, “moleküler ekonomini”nin simgesi mi olacak?

Ülkemiz nüfusunun %35’i tarıma dayalı ekonomik düzende yaşamlarını sürdürmektedir. Tarım – Sanayi – Bilişim çağı dönüşümünün son halkası olan ve tarım ile bilişim teknolojilerinin yakınsamasından doğan “biyoteknoloji çağı”nı yakalamakta zorlanmayacağız.

Tarım çağı, sanayi çağı, bilişim çağı ve bugünlerde, teknoloji destekli olması kaçınılmaz olan “biyoteknoloji çağı” da kendi ekonomik düzenini yaratmak için ortam mı hazırlıyor?

İ. İlker Tabak, 21 Ekim 2009
(*) Bs. Müh., Bilişim Ltd. Paz. ve Satış Md.
TBD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi
———————
Bu yazı TBD Bilişim Dergisi’nin 115. sayısında (Kasım 2009) 32. sayfada yayımlanmıştır.

   

 

Diğer Yazılar

Bilişim

Geri Sayım

Geri Sayım Yeni bir yılın başındayız. Tıpkı geçen yılbaşında olduğu gibi, yaşlanan bir yılı uğurlayıp yenisini karşılayarak, yeni umutlarla, yeni beklentilerle yaşamı sürdüreceğiz. “Yeni yıla nasıl girerseniz o yılı öyle

Bilişim

Yeni Şeyler Denemeli, Yeni Şeyler Söylemeli

Etkisinde kaldığımız, zaman zaman da iş yaparken ya da yap(a)mazken sığındığımız deyimlerimiz vardır. Bu deyimlerden “Eski köye yeni âdet getirmek” de değişime olan direncin simgesi olarak karşımıza çıkmıştır. Aynı girdilerle

Sivil Toplum

Sen, Ben, Biz

Sen, Ben, Biz Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) geleneksel etkinlikleri bilişimcilerin buluşma platformlarının simgesi olarak marka haline gelmiştir. Her yıl, bahar aylarında buluşarak kışın karanlığından ve kasvetinden uzaklaşmamızı sağlayan, sektöre canlılık